Öne Çıkan Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
HER ŞEY BİR RÜYA MI?
Her şey bir rüya mı? Gerçeklik ve hayal durumu ayırt edilebilir mi? Uyanıklığı uyuyor olmaktan ayırt edebilir misiniz? Yoksa sadece uyanık olduğunuzun farkında mısınız?
‘’Uyanıklığı uyuyor olmaktan ayırt edebilmemi sağlayacak kesin bir belirtinin olmadığını da açıkça görmekteyim’’
René Descartes
Descartes’in de söylediği gibi rüya görürken çoğu zaman rüyada olduğumuzu fark etmeyiz. Peki, bu bütün yaşadığımız hayatımızdan şüphe etmemizi gerektirir mi? Hayır tabii ki. Sepette çürük bir elma olması bütün elmaların çürük olduğu anlamına gelmez. Çürük elmayı bulmak için elmaları tek tek kontrol etmezsiniz. Sepetteki bütün elmaları boşaltıp yalnızca sağlam olanları toplarsınız.
Descartes bu aldanma durumunun tanrının işi olamayacağına çünkü tanrının çok üstün ve yüce bir varlık olmasından dolayı insanları aldatmayacağına kanaat getirmiştir. Bu rüya görme durumunun çok hilekar ve yetenekli bir cinin işi olabileceğini düşünmüştür. Yani kesin bir sonuca varamadığı gibi rüyada olup olmadığımızdan emin olup olamayacağımız hakkında da kesin bir bilgi vermiyor.
Descartes’in Meditasyonlar kitabında belirttiği üzere algılarımız bizi her zaman aldatır. Örneğin uzakta duran bir gemiyi düşünün. Olduğundan çok daha küçük veya kare gözükür, geminin rengine şekline veya boyutuna karar veremeyiz. Bunun için önce uygun durumda olmamız gerekir yani gemiye yeterli uzaklıkta olmamız ve doğru açıyla bakıyor olmamız gerekir. Yani uygun durumları uygun olmayan durumlardan ayırt etmemiz gerekir. Fakat herkes uygun durumları uygun olmayan durumlardan ayırt edebilecek kapasiteye sahip değildir. Bu nedenle eğer nesne uygun durumdaysa ve gözlemci uygun durumları uygun olmayan durumlardan ayırt etme yeteneğine sahipse nesne göründüğü gibidir. Evet aklı başında olan bir insan için yeterli algılayıcıları yetersiz olanlardan ayırmak kolaydır fakat bir deli için o kadarda kolay bir şey değildir. Yani henüz duyuları savunacak bir prensibe sahip olmaktan çok uzak görünüyoruz.
Descartes’in uyanıklığı uyku durumundan ayırt edemeyeceğimize yönelik sözlerine ilişkin olarak John Langshaw Austin uyanıklığın fark edilebileceğinden bahsetmiştir. Bu bahsin ana konusu dilde saklıdır. Birisi size bir şey anlatırken ’rüya gibiydi’ veya ‘hayal gibiydi’ deyimlerini kullanırsa ne demek istediği anlarız. Daha önce rüya gördüğümüz için neden bahsedildiğini anlarız. Yani deneyimlediğimiz bir şey duyduğumuzda onun neyin zıttı olduğuna karar verebiliriz.
Birazda Pierre Gassendi’nin sözlerine bakalım. Rüyadayken rüyada olduğumuzu anlamıyor oluşumuz uyanıkken uyanık olup olmadığımızı anlamayacağımızı gösterir mi? Evet uyurken rüya gördüğümüzün farkına varmayız fakat uyanıkken uyanık olduğumuzdan şüphe etmeyiz. Yani herhangi bir tecrübemizin rüya olduğuna karar vermemiz bütün uyanıklığımızın rüya olduğu anlamına gelmez.
‘’Çünkü cevaplanması mutlaka gereken bir soru var bir soru var: ‘neyin sahtesi’?
Gilbert Ryle’ın söylediği bu söz bizim için şu anlama gelmektedir: bir şeye rüya dememiz için önce gerçeklik deneyimine ihtiyacımız vardır.
Yani bütün hayatımız rüya olamaz. Çünkü bir şeyin yokluğu ancak varlığı ile anlatılabilir…
Muhammed Abdullah ORHAN
Yorumlar