Öne Çıkan Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yaratılanı Hoş Gör Yaratandan Ötürü
Bir zamanlar, bir adada, iki kardeş beraber yaşıyorlarmış. Beraber yer, beraber içer, beraber gezerlermiş. Adanın, merhametli, şefkatli, adaletli, kudretli ve yaptığı bir işi hikmet üzere yapan bir hükümdarı varmış. Adada yaşayanların yiyeceklerini, içeceklerini, giyeceklerini, soğuktan ve sıcaktan koruyacak evlerini... Kısacası hayata dair bütün ihtiyaçlarını temin eden kişi hükümdarmış. Bu hükümdar, adanın her yerini bilir, adada yaşayanları da en ince ayrıntısına kadar bilirmiş. Ayrıca adada ne olup ne bittiğinden haberdar ve her şeye şahitmiş.
O adada yaşayan iki kardeş beraber gezerken bir olaydan ötürü tartışmışlar. Kardeşlerden biri, şâkir bir insanmış ki, "Bizim hükümdarımız merhametlidir, şefkatlidir. Hem bizi çok sever. Bütün işlerimizi o halleder. Onun hakkını ödeyemeyiz. Hem bizi izler. Bu halimizi görürse -ki görüyor- memnun olmaz, hoşlanmaz." demiş ve kardeşine sabretmiş.
İşte ey insan! O ada, içinde yaşadığımız bu dünyadır. O hükümdar, bizim her işimizi gideren, bizi çok seven, bizi görüp gözeten bizi yokluk aleminden varlık alemine çıkaran Rabbimizdir. O iki kardeş ise biz insanlarız. Bu hayatta elbette bir tartışmaya dahil olacaksın. Seni çok üzecekler, kalbini kıracaklar. Belki de sen onların kalbini kıracaksın. Müminlerin tartışması Allah'ın hoşuna elbette gitmez. Eğer sırf Allah için, seninle ilişkisini kesen kardeşinle ilişkini sürdürsen, senin hoşuna gitmeyen bir hareket yapıp, sonra pişman olup senden özür dileyen kardeşini affetsen... Kısacası yaratılanı yaratandan ötürü sevsen, o rahmetli Rabbinin rahmetini celbeder ve ne keder ne de gam seni ezer. Allah' ın izniyle hem bu dünyada hem de ahirette huzura kavuşursun. O halde Allah için barıştır, Allah için affet, Allah için sabret.
Yorumlar