Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

KUDÜSTE EZAN SESLERİ

Ağladım.. ağladım göz yaşı keselerimde yaş kalmayana dek Kudüs'ü dinledim o gece yarısında, iyice anlayana dek...  Başım ağrıyor, kaşlarım ağırlaşıyor düşündükçe hali, Selahaddin'in niye gülmediği şimdi daha da belli... Her zerremle utanıyorum şu anki halimden, Benim imanım eksik mi Selahaddin'inkinden?  Anadolu'dan geçen Haçlılara niye dur dedi atalarımız? O zamanlar namusumuza ne güzel sahip çıkarmışız. Şimdi kim nerde ne yapıyor bizi hiç alakadar eder mi? Gerici değiliz biz ayol biraz modern olalım değil mi?  Lanet olsun bizi bu hallere düşürenlere! Dünya ile oyalayıp gözümüze perde çekenlere. Yazıklar olsun elbet, bu oyuna düşen bizlere de! Nasıl oldu da değiştik bu kadar kısa sürede?  KUDÜSTE EZAN SESLERİ YOK ama sesimiz çıkmıyor! Memnun muyuz halimizden, niye kimse uyanmıyor? Bu duruma sela gerek, bari Kudüs'te o okunsa, Ama doğru, onu okuyacak müezzin de maphusta...  Nasıl hesap vereceğiz o çetin sorgu gününde? Gözlerimizi yummadan kör olmuşuz yeryüzünde....

TARİKAT VE TARİH

Tarikat ve Tarih… Tarikat, zaman zaman dile getirilen bazı çevrelere göre örtbas edilmiş bir sorun, bazı çevrelere göre ise bu ülkenin irfan ocakları, kimine göre ise maddi çıkarın din adı altında sağlanması.

Her zaman olduğu gibi doğru metodolojiyle ilk olarak “Tarikat” kavramını ve “Tarikat ve Tarih” kavramını irdelemek gerekir. “ طريقة"  yolun çoğu anlamına gelir ve anlam olarak “Allah’a giden yollar” demektir. Tarikat özünde Allah’a giden binlerce yoldan bahseder. Ne yazık ki Tarikat bugün olması gerektiği gibi bir durumda değildir, çünkü bugünki tarikatlar Allah’a giden yollardan biri olmayı değil Allah’a giden bütün yolların onlardan geçmesini istiyorlar. Aralarında anlaşılması mümkün olmayan bir rekabet, siyasette bulunma isteği ve buna bağlı maddi bir çıkar elde etme isteği var. Tarikatların ana problemi bu.

Peki, tarikatların tarihi nasıl, olması gereken nedir ve ne olmuş da bozulmuş? Tarikatlar İslam’ın ilk çağlarından beri var olan ve bir zaman sonra kurumlaşan bir yapıdır. Tarikatlar özellikle İslam’ı savaşsız olarak tebliğ etmede ve fethedilmiş yerlerde insanlara İslam’ı anlatmada ve öğretmede etkili olmuştur. Yeni fetihler gerçekleştiği çağlarda müritler bu fethedilen yerlere gönderilmişlerdir. Böylece yeni fethedilmiş topraklara İslam’ı ve tarikat düşüncesini taşımışlardır. Bu şekilde genişleyip büyüyerek ve halkı etkileyerek büyük bir insan ve fikir gücüne sahip olmuşlardır.

Bu güç ilk dönemlerde amacına uygun yani Allah rızası için harcanmıştır ama devir değiştikçe kişiler bu kurumları kendi siyasi ve mali çıkarları için kullanmıştır. Aslında bugünlerde bir çok şeyde olduğu gibi tarikatlar da genellikle amacına hizmet etmemektedir, hatta kimi zaman da dine bidat sokacak derecede ileri gitmektedir. Olması gereken, İslam’ı insanların ehil kişilerden Kuran'ı rehber edinerek öğrenmeleri ve Allah rızası için böyle kurumların maddi ve siyasi yönlerinin devlet tarafından daha sıkı şekilde kontrolüne razı olmalarıdır.


Hayrullah Özkan 

Yorumlar

Popüler Yayınlar