Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

KUDÜSTE EZAN SESLERİ

Ağladım.. ağladım göz yaşı keselerimde yaş kalmayana dek Kudüs'ü dinledim o gece yarısında, iyice anlayana dek...  Başım ağrıyor, kaşlarım ağırlaşıyor düşündükçe hali, Selahaddin'in niye gülmediği şimdi daha da belli... Her zerremle utanıyorum şu anki halimden, Benim imanım eksik mi Selahaddin'inkinden?  Anadolu'dan geçen Haçlılara niye dur dedi atalarımız? O zamanlar namusumuza ne güzel sahip çıkarmışız. Şimdi kim nerde ne yapıyor bizi hiç alakadar eder mi? Gerici değiliz biz ayol biraz modern olalım değil mi?  Lanet olsun bizi bu hallere düşürenlere! Dünya ile oyalayıp gözümüze perde çekenlere. Yazıklar olsun elbet, bu oyuna düşen bizlere de! Nasıl oldu da değiştik bu kadar kısa sürede?  KUDÜSTE EZAN SESLERİ YOK ama sesimiz çıkmıyor! Memnun muyuz halimizden, niye kimse uyanmıyor? Bu duruma sela gerek, bari Kudüs'te o okunsa, Ama doğru, onu okuyacak müezzin de maphusta...  Nasıl hesap vereceğiz o çetin sorgu gününde? Gözlerimizi yummadan kör olmuşuz yeryüzünde....

CAMİİ VE SOSYAL HAYAT

  Camii ve sosyal hayatı bütünleştirme konusunda ne yazık ki eskisi kadar ileride olduğumuz söylenemez. Peygamberimiz döneminde bizzat peygamberimiz örnekliğinde ilim öğrenme,yabancı heyetleri kabul etme,ordu, karargah,birtakım eserlerin sergilenmesi, hatta devlet erkanlarının devlet adına verdiği kararların bile merkezi haline gelmişti.

    Peygamber Efendimizin kendi mescidini aynı zamanda devlet merkezi yaptığı oradan devleti idare ettiği biliniyor. Heyetleri mescidde kabul ettiğini, toplantıları orada yaptığını , devletle ilgili herhangi bir iş olacağı zaman istişareyi de orada yaptığı biliniyor. “Hatta heyetlerin kabul edildiği bir sütün varmış, heyetleri orada kabul edermiş." İşte bu şekilde çeşitli amaçlarla da kullanılan camiilerimizin işleyişi Osmanlı döneminde etrafına yapılan çeşitli külliyeler ile bilinirdi.Çünkü Osmanlı zamanında külliye kültürü vardı. O zamanlarda camiilerin yanıbaşındaki külliyelerin içerisinde farklı yerlerden gelen misafirler için misafirhaneler, o civardaki esnaflar için çeşitli dükkanlar, Ramazan ayında insanların birlik ve beraberlik anlayışında topluca iftarlar yapabilmeleri için aşevleri bulunurdu. Bedenen temizlik için hamamlar,ruhen temizlik için ise hemen yanında camiilerimiz bulunmaktaydı. 

   Günümüzde de bu şekilde külliyeler barındıran sembol yapıtlarımız var. Örneğin Edirne'de Selimiye Camii ve Külliyesi İstanbul'da Süleymaniye Camii ve Külliyesi , Ankarada Büyük Ankara Camii ve Külliyesi gibi daha birçok sembol yapıtlarımız var Elhamdülillah. Fakat bunların birçoğu Osmanlı zamanından günümüze kadar gelen değerli yapıtlar. Günümüzde yapılan çalışmalar ise eskisinden çok daha az. Dolayısıyla bizde bu çalışmalarla ilgili gayretler göstermeli hatta bu çalışmalarda liderlikler göstermeliyiz. Örneğin ülkemizde dini anlayışından uzaklaştırılmış olan çok fazla genç var. Mesela biz onlar için bir camiinin İmamı ile konuşup orada onlar için hep beraber farklı şekilde etkinlikler düzenleyebiliriz.Örneğin bir masa tenisi turnuvası yada bir piknik organizasyonu. 

   Böyle çalışmalar gençlerin camii ile sürekli iç içe olmasını sağlar ve camiiye sık sık gelmeye başlarlar. Hem camii cemaati açısından sayımız artmış olur hemde gençler İslam dinine eskisinden daha çok sarılır.Dolayısıyla bizim bu konularda gayretler gösterip örneklik teşkil etmemiz gerekir. Biz böyle konularda ne kadar gayretli olursak arkamızdan gelen nesilde bizi örnek almaya başlıyacaktır İnşaAllah. 

Talha KÜYÜK

Yorumlar

Serkan dedi ki…
Camilere sahip çıkmaya sabah namazı ile başlamalıyız.

Popüler Yayınlar